Tematik Rehberler

TUHAF MÜZELER

Louvre ya da British Museum’u unutun ve farklı bir dünyaya adım atın. Cadılardan işkence aletlerine, kötü sanat koleksiyonlarından kanalizasyon turlarına sizin için dünyanın en sıra dışı 10 müzesini bir araya getirdik.

The Museum of Witchcraft / Boscastle, Cornwall, İngiltere

Cadılık Müzesi, cadılara ve cadılığın tarihine ilgisi olanların kaçırmaması gereken bir müze. Sadece cadılık tarihini değil, Batı Avrupa ve İngiliz tarihini de belgeler ve objelerle izlemek isteyenler, Cornwall’daki Boscastle Şatosu’nu ziyaret etmeli. Bu müzeyi gezerken cadı kavramının bir çalı süpürge üzerinde uçan, karga burunlu, çirkin yaşlı bir kadından ibaret olmadığını; cadılığın çok eski tarihlere dayanan bir din olduğunu öğreniyorsunuz. Cadılığa ve mistik olana dair insan yapımı birçok objenin görülebileceği müzede, beden değiştirme büyülerinden iyileştirici otlara, sihirli güçleri çağıran aynalardan cadılıkla suçlanan kadınlar üzerinde kullanılan işkence aletlerine birçok enteresan parçayla karşılaşacaksınız. Yalnızca randevuyla gezilen kütüphanede de cadılıkla ilgili 3000’in üzerinde kaynak var. www.museumofwitchcraft.com

Museum of Bad Art / Dedham, Massachusetts, A.B.D.

New York’taki MoMA’ya gönderme yapan adıyla MOBA, kötü sanat eserlerinin sergilendiği son derece ilginç bir müze. Kötü Sanatlar Müzesi MOBA, 400 civarında eserden oluşan bir koleksiyona sahip. Misyonunu kötü sanat eserlerini mümkün olduğunca fazla izleyiciye sunmak olarak tanımlıyor. Ana galerisi, Dedham Community Theatre’ın bodrum katında olan müzenin en ilgi çekici parçalarından biri, tamamen kurşun kalem ve pastel boyalarla yapılmış The Athlete. Resimde pembe bir antik Yunan toga’sı giymiş olan atlet disk atarken tasvir ediliyor. Müzedeki eserler orantısızlıkları, uyuşmayan renkleri ve genel bir yetenek eksikliğiyle izleyenleri şaşırtıp eğlendiriyor, kimi zaman da rahatsız ediyor. www.museumofbadart.org

Le Musée des Egouts / Paris, Fransa

Paris’in Kanalizasyon Müzesi, dünyanın en ilginç müzeleri arasına girmeyi kesinlikle hak ediyor. 1200’lü yıllarda Kral Philippe Auguste’ün emriyle kurulan Paris kanalizasyon sistemi, bugün yerin altında son derece iyi düzenlenmiş kilometrelerce tünelden oluşuyor. Bu sistemin yaklaşık 450 metresini bugün yaya olarak, duvarların kenarlarındaki “kaldırımları” kullanarak gezebiliyorsunuz. Kimilerine göre buradaki koku çok keskin, kimileri ise tahmin edildiği kadar kötü olmadığını söylüyor ama siz yine de girmeden derin bir nefes alın! www.egouts.tenebres.eu

Museum of Torture / Amsterdam, Hollanda

İşkence Müzesi, Amsterdam’ın sıra dışı turistik noktalarından. Burada ziyaretçiler, tarihte 500 yıl kadar geriye gidiyor ve iktidarların suçlu gördükleri kişilere acı vermek yahut onları öldürmek için kullandığı işkence yöntemlerini görüyor. Müzedeki loş ışık, ortaçağ işkence ve cezalandırma araçlarının verdiği korkutucu hissi ikiye katlayan bir atmosfer yaratıyor. Giyotin, büyük çiviler ve kayışlarla kaplı Engizisyon sandalyesi, kafatası kıran gibi ürkütücü aletler, tarihteki zulümleri hatırlatıyor. www.tortureamsterdam.com

Meguro Parasitological Museum / Tokyo, Japonya

Tokyo’daki bu müzede parazitlere dair ne varsa görebilirsiniz. Tabii eğer böyle bir şeyi mideniz kaldırabilirse. Burası hastalık hastası kimselerin kendilerine yeni bir endişe sebebi bulmaları için adeta bir cennet, zira burada sergilenen parazitlerin hangi organlara ne şekillerde musallat olduğunu gözler önüne seren grafik temsillere de yer verilmiş. Parazit araştırmaları yapan bilimsel bir tesiste yer alan müze, dünyada tek. İsterseniz müzenin hediyelik eşya bölümünden parazit resimli bir tişört veya anahtarlık alıp sevmediğiniz birine hediye edebilirisiniz. www.kiseichu.org

Currywurst Müzesi / Berlin, Almanya

Almanların köri, Worcester sosu ve türlü baharatlarla hazırladığı sosis yemeği currywurst’a adanmış bir müze... Müzedeki ilginç şeyler arasında bir Currywurst standı da var. Bu standın arkasına geçip sosis servisi yapmanın nasıl bir şey olduğunu deneyimleyebiliyorsunuz. Berlin’in Hamburg’la yıllardır süren bir sosis çekişmesi var. Her iki kent de sosisin kendi icatları olduğunu ve en iyisini kendilerinin yapacağını iddia ediyor. Bu çekişmenin en ateşli olduğu zamanlar soğuk savaş zamanıydı. Müzenin soğuk savaş anıtlarından biri olan Checkpoint Charlie’nin hemen yanında olması da manidar. www.currywurstmuseum.de

Museu de Carrosses Fúnebres / Barcelona, İspanya

Barcelona’da gezip görecek çok fazla şey var. Bunların başında da kente damgasını vuran Gaudi geliyor, ancak kentin pek bilinmeyen ancak son derece ilginç noktaları da var. Bunlardan biri, Cenaze Arabaları Müzesi. 18. yüzyıldan bugüne çeşitli cenaze arabalarını görebileceğiniz müzede, arabaların içine oturtulan kuklalar da dönemin kıyafetlerine sahip.

Dog Collar Museum / Leeds Castle, Kent, İngiltere

Leeds Şatosu, ziyaretçilerine son derece geniş, yemyeşil bir park ve göz alıcı bir iç mekân sunuyor. Şatonun bir bölümü ise Köpek Tasması Müzesi olarak hizmet veriyor. Eşi benzeri bulunmayan bu tarihi köpek tasması koleksiyonu son derece göz alıcı. Beş asırdan bugüne gelen 100’ün üzerinde tasma, av köpeklerinde kullanılanlardan günümüzün süslü tasmalarına dek çeşitlilik arz ediyor. www.leeds-castle.com

Chiesa del Sacro Cuore del Suffragio / Roma, İtalya

“Araf’taki Kutsal Ruhlar” adı verilen müze, Roma’nın katı Katolik inancına adanmış bir mabet. Müzedeki el izleriyle kaplı İnciller, Ateşler içerisindeki Araf’ta kısılıp kalmış ruhlardan gelen işaretler olarak değerlendiriliyor. Tiber Nehri kıyısındaki Chiesa del Sacro Cuore del Suffragio kilisesinin bir odasında bulunan müzede sergilenen tüm objeler, Araf’taki ateşli ara yolda bulunan kutsal ruhlardan bir işaret olarak görülüyor ve son derece kutsal kabul ediliyor. Müze bir rahibin kilisedeki mihrabın yanmasına sebep olan bir yangında gördüğünü söylediği ve Araf’tan ona seslenen bir ruh olduğuna inandığı bir suretle ortaya çıkmış. Yolunuz Roma’ya düştüğünde uğramayı ihmal etmeyin. www.romasegreta.it/sacro-cuore-del-suffragio.html

Shin Yokohama Raumen Müzesi / Yokohama, Japonya

Japon yemek kültürünün bir parçası olan ramen’ler (Japon eriştesi), haşlanmış suya karıştırılabilir halde satışa çıkarıldığı 1958’den bu yana ülkede son derece popüler. Öyle ki Japonya’da ünü dünyaya yayılan ramen’e adanmış bir müze bile var. Müzede ramen çeşitleriyle birlikte ramen’le hazırlanan türlü tarifler de sergileniyor. Müzenin alttaki iki katı, Tokyo’nun Shitamachi mahallesinin 1958’lerdeki halinin yeniden canlandırılmasına ayrılmış. Burada yer alan sekiz farklı restoran, gördüğünüz ramen çeşitlerini deneme fırsatı da sunuyor. Hediyelik eşya dükkanında müzenin özel çikolata ramen’inden de bir paket almayı ihmal etmeyin. www.raumen.co.jp

Talep Formu
Bizi Arayın