MOSKOVA ŞEHİR REHBERİ

Bolşoy Tiyatrosu’nu görmeden Moskova’dan ayrılmayın. Çaykovski’nin Kuğu Gölü balesinin prömiyerinin sahnelendiği bu efsanevi tiyatro binası, uluslararası bale ve opera performanslarına ev sahipliği yapıyor. 2005’te yenilenmek üzere kapanan ve 2011’de perdelerini yeniden açan tiyatronun iç dekoru, orijinalindeki gibi korundu. Daha önce Rusya’da bir opera seyretmediyseniz, ilk aradan sonra ikinci ve üçüncünün de geleceğini bilmiyor olabilirsiniz; hemen yerinizden kalkmayın.

Son derece modern bir iç dekora sahip olan Respublika’nın sloganı "Kitaplar, müzik ve perspektif." Nabokov klasiklerinden Sovyet mimarisi kitaplarına, müzik kitaplarından ünlü isimler arasındaki mektuplaşmalara ve tasarım objelerine, burada büyülü bir dünyanın içinde kaybolmak işten değil. Dükkânın kafesinde film gösterimleri de yapılıyor.

Denis Simachev’in, Stoleshnikov Lane üzerindeki butiği, alışveriş meraklılarının kesinlikle ıskalamaması gereken bir moda cenneti. Tasarımları 30 ülkede satılan Denis Simachev’de, son derece ilginç parçalar bulacaksınız. Putin’in yüzünün çiçeklerle çevrelendiği tişörtü 2002’de büyük sansasyon yaratan marka, yanı başındaki Gucci ve Burberry gibi dev isimlerle baş edebilmesini yaratıcılığına borçlu. Bu yaratıcılığın göstergelerinden biri de mekânın birinci katının bir bar ve gece kulübüne dönüştürülmüş olması. Gündüz alışverişe gidemezseniz gece eğlenmeye gidebilirsiniz.

Sanatçı stüdyo ve atölyelerinin bulunduğu Central House of Artists ile aynı komplekste yer alan New Tretyakov Gallery’nin en üst katında, Moskova’nın erken 20. yüzyıl sanat koleksiyonunu görebilirsiniz. Malevich’ten Goncharova’ya, Mashkov’dan Lentulov’a ve Chagall’a sanat meraklılarını kendinden geçirecek parçalara sahip New Tretyakov Gallery’i es geçmeyin.

2006’da geniş çaplı bir renovasyon geçiren Sandunovskiye Hamamı, kentin en ünlü spa’sı. Buhar odalarından soğuk su havuzlarına, kahve çekirdekleri ve balla yapılan masajlardan çay ikramlarına, burada hem vücudunuzu hem de ruhunuzu dinlendireceksiniz.

Tarihi Kızıl Meydan, Kremlin Sarayı ve meşhur saat kulesiyle zaten görmeden dönmeyeceğiniz kadar merkezi. Kızıl Meydan’a girdiğinizde karşınıza çıkan 10 katlı saat kulesi Spasskaya Frolovskaya, 1491’de İtalyan mimar Pietro Antonio Solari tarafından tasarlandı ve uzun bir süre tören geçitlerinde kullanıldı. Kuleye saatin yerleştirilmesi ise 1625 yılında gerçekleşti. 1851’de küçük bir ekleme yapılarak bir de yıldız konduruldu. Hem gündüz hem gece aydınlatılan bu Yıldız, bir rüzgâr gülü gibi dönüyor.

Strelka Institute for Media, Architecture & Design’ın en üst katında yer alan bu bar, kentin entelektüel kesiminin ve kültürel elitinin buluşma noktası. Eklektik tarzdaki menüde İber jambonu gibi paylaşılabilen atıştırmalıklar da var, geleneksel Rus mutfağından zengin klasikler de.

Kentin en iyi restoranlarından biri olan Genatsvale Arbat’ın bol baharatlı lezzetleri arasında; yoğun kokulu peyniriyle Khachapuri payları, biberli et suyu içinde haşlanmış mantı khinkali ve cevizli sosta pişirilmiş tavuk satsivi var. Hem Arbat hem de Ostozhenka’da bulunan restoranlarda, gerçek Kafkas misafirperverliğini deneyimleyeceksiniz. Mekânın dekoru geleneksel bir Gürcü kasabası gibi tasarlanmış.

Bu pazarda dolaşırken kendinizi temalı bir eğlence parkında hissetmeniz işten bile değil. İlk başta biraz fazla turistik gözükse de buraya birçok Moskovalının da geldiğini söyleyelim. Sovyet döneminden kalma kitsch objelerden antik Özbek tekstillerine, kürklü şapkalardan vintage fotoğraf makinelerine ve Matruşka bebeklerden Sovyet dönemi posterlerine, burada ilgi çekici birçok şeye rastlayacaksınız. Izmailovsky Pazarı her gün açık.

Moskova’nın metro istasyonları için “yer altı sarayları” dersek abartmış olmayız. Kentin birçok metro istasyonu, Sovyetler Birliği döneminde çarlığa bir tepki olarak halk için saraylara benzer şekilde donatıldı. Komsomolskaya İstasyonu Korint sütunları, geniş kubbesi, portikosu, Barok detayları ve kristal avizeleriyle gerçekten de bir sarayı geziyormuşsunuz hissi yaratıyor. Efsanevi sanatçı Pavel Korin tarafından tasarlanan tavan mozaikleri muhteşem. Kievskaya İstasyonu ise mermer sütunları ve mozaikleriyle öne çıkıyor. 1954’te inşa edilen istasyondaki mozaikler her ne kadar gerçek tarih aksini söylese de Stalin döneminin başarılarını anlatıyor.