PORTRELER

Seyahat Yorumları

Raziye SevenerDevlet Memuru (49)

Katıldığı Tur Balkanlarda 7 Ülke (18 Mayıs, 10 gün)
RehberBarış Ünal, Emrah Çetiner

Seyahatin en unutulmaz anları?

İlkini, daha tur başlamadan yaşadım. Tura çıkmadan iki gün önce bizzat rehberimiz Barış Bey arayarak turla ilgili kısa bilgiler verdi. En önemlisi, hava şartları nedeniyle valizimize almamız gereken eşyaları bile tek tek saymasıydı. Bu benim 6. yurt dışı gezim; fakat ilk kez bir rehberin, daha tur başlamadan tüm katılımcıları arayıp bilgi verdiğini gördüm ve doğrusu çok mutlu oldum.

Bitola’da (Manastır) Atatürk’ün okuduğu ve mezun olduğu Askeri Lise’yi görmek ve bahçesinde dolaşmak, o havayı solumak bambaşka bir duyguydu. Üstelik bu askeri lisenin ve Balkanlar’da gördüğüm, cami ve medrese gibi Osmanlı’dan kalma birçok tarihi yapının, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı tarafından bakımının yapılarak korunmaya çalışıldığını görmek de güzeldi.

Saraybosna ile muhteşem Mostar Köprüsü’nün güzelliği ve Savaş Tüneli’nde  izlediğimiz savaşla ilgili film de insanlığın ne kadar acımasız olabileceğini ve savaşların çirkin yüzünü bir kez daha benliklerimizde hissetmemize sebep oldu.

Özetle; tüm Balkan ülkelerinin hepsi ayrı ayrı çok güzel ve doğaları muhteşem. Oteller ise İspanya, İtalya, Avusturya, Macaristan gibi kaldığım birçok Avrupa ülkesinden daha güzeldi.

Tattığınız en lezzetli şey?

En lezzetli et yemeklerini, Üsküp’te yediğimiz akşam yemeğinde tattık. Her taraf yemyeşil; haliyle etleri de lezzetliydi. Bitola’da (Manastır) güveçte köfteli kurufasulye ile kahve, ayrıca Saraybosna’da da Boşnak böreği mutlaka tadılmalı.

Turdan aklınızda kalan en şaşırtıcı bilgi?

Hırvatistan’da Adriyatik Denizi üzerinde binlerce ada olması ve Arnavutluk’ta 7.000 civarında bunker (toprağa gömülü siper) bulunması.

Bu tura katılmak isteyeceklere tavsiyeleriniz?

Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seven herkese Balkanlar turunu öneririm. Bu denli keyifli bir gezi olabileceğine hiç ihtimal vermemiştim.

Feyzan AksanÖğretmen (56)

Katıldığı TurViyana-Budapeşte-Prag (Aralık 2012, 7 gün)
RehberKemal Rehber

Seyahatin en unutulmaz anları?

Prag’da otel resepsiyonundan temin ettiğim biletle Saint James
kilisesinde Carmina Burana dinledim. Klasik müzik konseri ve kilisenin akustiği muhteşemdi. Budapeşte gecesinde, Tuna Nehri’nin keyfini tekne gezisiyle çıkardık. Çünkü dünyanın en iyi ışıklandırılmış şehrini Tuna üzerinde seyretmek insanı bambaşka diyarlara uçuruyor. Viyana’daki serbest zamanımızda ise sanat tarihi müzesini, doğa müzesini ve Belvedere Sarayı’nı gezme fırsatı bulduk.
Doğa müzesindeki doğal taşlara ve kelebeklere, sanat tarihi müzesinde Raffaello’nun  “Madonna” tablosuna, Belvedere sarayında ise Gustav Klimt’in muhteşem eserlerine hayran kaldım.

Tattığınız en lezzetli şey?

Viyana’da Graben caddesinin sonunda yer alan Hofburg sarayının pastacısı Demel’de yediğim Apfelstrudel  çok lezizdi. Kat kat açılmış milföy hamuru içinde elma turtası ve leziz kreması olan bir tatlı.

Turdan aklınızda kalan en şaşırtıcı bilgi?

2. Dünya Savaşı’nda Tuna Nehri kıyısında da Yahudiler’in katledildiğini öğrenmek oldu. Parlamento Binası’nın Tuna’ya bakan ön tarafında, öldürülen Yahudiler’in ayakkabıları taştan tasvir edilerek bir anıt yapılmış.

Bu tura katılmak isteyeceklere tavsiyeleriniz?

Ekstra turlara mutlaka katılın. Mesela Prag’da “Ortaçağ Gecesi” sizi 300 yıl geriye götürecektir. Budapeşte’de Borkatakomba Restaurant’daki çigan gecesine katılın ve leziz Macar şaraplarını yudumlarken kemanla coşun.

Mehmet Refik OzcanKimya Muhendisi (70)

Katıldığı TurBüyük İtalya Turu (15 Haziran 2013)
RehberHakan Özdeniz

Seyahatin en unutulmaz anları?

Baştan sona güzel ve zevkli geçen turun en önemli kişisi rehberimiz Hakan Özdeniz oldu. Bilgisi, enerjisi ve güleryüzü her seyden önemliydi. Milano’da dünyanın ilk AVM’si olan Galleria Vittorio Emanuele II, Venedik’te gondol sefası, Floransa’da Medici ailesinin etkisinde gelişen Rönesans eserleri, Roma’da Aşk Çeşmesi ve Napoli’de Pompei antik kenti. Her yerin en ince detayına kadar anlatımı, her türlü takdirin üstünde idi.

Tattığınız en lezzetli şey?

İtalya deyince akla pizza gelir elbette, ama Napoli de “pizzayı biz icat ettik" diyen ailenin restoranında Pizza Napolitano yemek hoştu .

Turdan aklınızda kalan en şaşırtıcı bilgi?

Pompei’nin Vezüv’ün lavları altında kalıp yok olduğunu sanırdım. Halbuki “Onların üzerine sıcak hava ve toz bulutu üfledik; nesillerinin yok olmasına yetti” sözü size bir şey hatırlatıyor mu?

Bu tura katılmak isteyeceklere tavsiyeleriniz?

Özellikle tavsiye edecek bir şey bulamıyorum. En önemli iki şeyi seçme hakkınız yok ki: Rehberinizi ve de tura katılan kişileri. Bizim turda her ikisi de mükemmeldi. Bu da bizim şansımız...

Öykü KalınçınarSigortacı (43)

Katıldığı TurBenelux-Paris (Haziran 2013, 7 gün)
RehberTaylan Kırıkkanat.

Seyahatin en unutulmaz anları?

Brugge tekne gezisi, Delft sokaklarında gezinti, Paris'ten tek içimlik küçük şaraplardan alıp Seine Nehri kıyısında içmemiz, orada adet olduğu üzere geçen teknelere el sallamamız… Biz de Paris'in yerlisi gibi, turistlere bol bol el sallayıp selam gönderdik.

Tattığınız en lezzetli şey?

Delft'te yediğimiz sıcak elmalı pay, Brüksel'de Chez Leon'da midye ve oraya özgü meyveli bira çok hoşumuza gitti.

Turdan aklınızda kalan en şaşırtıcı bilgi?

Luxemburg'da işsizlik oranı % 0 'mış.

Bu tura katılmak isteyeceklere tavsiyeleriniz?

Benelux-Paris turu mutlaka yapılmalı; ancak Orta Avrupa biraz serin. Mayıs-haziran gibi gidiyorsanız, yanınıza mutlaka mont, kazak ve şemsiye alın.

Pınar AydınBiyolog (31)

Katıldığı TurBüyük İspanya (Mayıs 2013, 7 gün)
Rehber:Ekin Tutluoğlu

Seyahatin en unutulmaz anları?

Barselona:Sanatın ve doğal güzelliklerin bir arada harmanlandığı, baştan başa büyüleyici bir şehirdi, herhangi bir yerini ayırmak çok zor. Ünlü mimar Antoni Gaudi'nin şehre kazandırdığı inanılmaz eserler (La Sagrada Familia, Park Güell, Casa Mila, Casa Battlo) gotik havasıyla; ünlü ressam Salvador Dali'nin Müzesi ise sürrealist eserleri ile size farklı iki tat sunuyor. Barselona o kadar çok şeyi içinde barındıran bir şehir ki, oradan ayrılırken bile aklınızda yapmak isteyip de yapamadıklarınız olacak. İlk fırsatta tekrar gitmek isteyeceksiniz, benim gibi.

El Hamra Sarayı:Dantel gibi nakış nakış işlenmiş bir saray. Endülüs mimarisinin eşsiz güzelliğinin yanı sıra, farklı kültürlere ev sahipliği yapması nedeniyle harmanlanan ögeler, insanı etkisi altına alıyor. 1001 Gece Masalları’nda anlatılan rüya sarayların gerçek izdüşümü gibi. Kapıdan girdiğiniz anda başlayan ahenk ve güzellik, saray boyunca artarak devam ediyor. Duvarlardaki nakış gibi bembeyaz, eşsiz süslemeler ve bu süslemeler arasına işlenmiş bir yazı (“her şeyin galibi Allah”), bütün sarayı ve sizi olduğu gibi kuşatıyor.

Toledo Katedrali:Toledo'ya geldiğinizde kendinizi aniden bir ortaçağ şehrinde buluyorsunuz. Sanki bir yerlerden her an bir şövalye çıkacak gibi. Toledo Katedrali ise diğer katedrallerden farklı olarak çok büyüleyici bir atmosfere sahip. El Transparente adı verilen inanılmaz güzellikte bir pencere ile El Greco'nun benzersiz tablolarına ev sahipliği yapıyor. Tabii Toledo'ya gitmişken El Greco'nun ustalık eseri diye anılan Kont Orgaz'ın Cenazesi (The Burial of the Cont Orgaz) tablosunu da görmeyi unutmayın. Burada bir not düşmek istiyorum: Eğer bizim rehberimiz Ekin Hanım gibi bilgili ve enerjik biriyle gezerseniz, basit bir seyahatten çok daha fazlasıyla döneceğinize eminim.

Tattığınız en lezzetli şey?

İspanya'nın meşhur yemeklerinden paella'yı bir çok yerde denedim ama en çok rehberimizin de önerisi ile Madrid'de gittiğimiz Restaurante La Sirena Verde’dekini beğendim. Balık çorbasını da deneyen arkadaşlar çok beğendiklerini söylediler.

Turdan aklınızda kalan en şaşırtıcı bilgi?

Ekin Hanım bize o kadar çok ve o kadar güzel bilgiler verdi ki hangisini anlatacağımı bilemiyorum. Salvador Dali'den Gaudi'ye, İspanya tarihinden bugünkü İspanya'ya, gezdiğimiz yerlerin inşaat bilgilerinden tarihi bilgilerine kadar her şeyi bize aktardı. O yüzden bir seçim yapamayacağım.

Bu tura katılmak isteyeceklere tavsiyeleriniz?

Eğer çok erken kalkmayayım, yorulmayayım, dinleneyim diyorsanız bu tura katılmamalısınız; çünkü biraz yorucu ama dopdolu bir içeriği var. Ayrıca bu tura yazın katılmanızı önermem, çok sıcaklarda bu kadar dolaşmak zor olabilir. Bahar ayı, Paskalya hariç (Paskalya’da her yer kapalı oluyor) çok uygun bir dönem bence. Şimdiden iyi eğlenceler...

Coşkun KobyaÖğretmen (47)

Katıldığı TurBenelux Turu (20 Nisan 2013, 8 gün)
RehberTaylan Kırıkkanat

Seyahatin en unutulmaz anları?

İsviçre’nin Brugge kentinin güzelliği: Kent meydanı, kanal gezintisi, manastır evleri… Paris’te ise Eyfel Kulesi’nin uzaktan ilk görünüşü muhteşemdi. Ayrıca kuleden şehrin görünümü, meydanlar, tarihi binalar ve sanatsal yapılar da öyle. Hepsi boyanmış, korunmuş. Hepsine sanatçı ruhu katılmış. Bir de buna rehberin güzel anlatımı eklenince, gerçekten insanın aklında güzel anılar olarak kalmaması mümkün değil. Paris’i tanımak, anlamak için gerçekten de 2-3 gün şehirde kaybolmak gerekiyor. Paris by Night (Gece Paris) ve Disneyland turlarını tavsiye ederim. Kanallar şehri Amsterdam’ın ise Keukenhof  Lale Bahçeleri’nde ise ömrünüzde göremeyeceğiniz güzellik ve çeşitlilikte laleler içinde yüzebilirsiniz… Biz oradayken, şansımıza tüm çiçekler açmıştı.

Tattığınız en lezzetli şey?

Aslına bakarsanız turda uyum sağlayamadığımız tek şey, bizimkinden farklı mutfak kültürü oldu. Amsterdam’da, grup olarak balık yemeye gittiğimiz Marken köyündeki ortam ise çok güzeldi. Görevliler yerel giysilerle hizmet ediyorlardı. Değişik soslarla balıklar yedik, eğlendik, alışveriş yaptık.

Turdan aklınızda kalan en şaşırtıcı bilgi?

Paris etabında Notre Dame Kilisesi’nin 350 yılda yapıldığını öğrenmek beni çok şaşırtmıştı. Hollanda’da ise evlerin perdelerinin hep açık olması ve pencerelerin vitrin niyetine çeşitli vazolar ve çiçeklerle süslenmesi…

Bu tura katılmak isteyeceklere tavsiyeleriniz?

Katılanlar bilir… İnsanın “hayatımda  yaptığım en iyi şeylerden biri” diyebileceği bir etkinliktir Benelux gezisi. İyi bir tur şirketi seçimiyle, varılan her etap kendine göre güzellikler taşıyor. Bu tur boyunca, her çeşit insanla karşılaşıyorsunuz. En ünlü mağazalarda alışveriş yapabiliyorsunuz ve her taşın altından Japonlar çıkıyor. Küçücük ülkelerde bir şehirden diğerine 10 dakikada varabiliyorsunuz. Üstelik turda yalnız değilsiniz; 2-3 gün içinde grupla kaynaşıyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Zor bir etap olsa da her parkurundan mutlu ayrılıyorsunuz. Bu arada Paris ve Amsterdam’da kendinize mutlaka, ekipte ayrı birer gün serbest zaman tanımalısınız. Sakın ola, yüklü valizlerle gitmeyin. Bunları otobüs ve oteller arasında taşımak zorunda kalacaksınız. Küçük bir valiz ve içinde boş bir sırt çantası ile gidin; çünkü dönüşte bagajınız ikiye katlanmış olacak.  Ben bir dahaki tura sadece bir sırt çantası ile gitmeyi hedefliyorum. Yanınızda konserve ve peynir, zeytin götürerek ilk 2-3 günlük mağduriyetinizi de giderebilirsiniz. Daha sonra Türk lokantalarına rastladıkça yeme içme sorunu ortadan kalkıyor. Konaklanan oteller ise yeterli. Sabah kahvaltılarında tüm dünya insanlarına hitap eden kahvaltılık çeşitleri mevcut.

Talep Formu
Bizi Arayın