Avrupa’nın sahip olduğu güzellikler saymakla bitmez. Tarih kokan sokaklar, sanat dolu şehirler, birbirinden özel heykeller ve tabii ki benzersiz çeşmeler! Yaratıcılığın sınırlarını zorlayan çeşmeler kimi zaman bir sokağın kimi zaman ise koca bir ülkenin simgesi haline gelebilir. Avrupa kıtasındaki tarihi çeşmeler bulundukları ortamı güzelleştirmekle kalmıyor aynı zamanda dün ile bugün arasında mistik bir köprü kuruyor. Standart dışı ebatları, orijinal tasarımları ve eşsiz formlarıyla dikkat çeken tarihi çeşmeler büyülü bir atmosfer yaratıyor. İşte, yeni bir Avrupa turu planlamanıza sebep olabilecek birbirinden güzel çeşmeler…
1. Roma’nın romantizm merkezi: Trevi Çeşmesi, İtalya
Trevi Çeşmesi; Aşıklar Çeşmesi ya da Aşk Çeşmesi… Hangi ismi tercih ettiğinizin önemi yok, önemli olan tek şey bu mükemmel eseri yerinde görmek! Yılda 10 milyon turistin ziyaret ettiği Trevi Çeşmesi, tarihi çeşme dendiğinde akla gelen ilk çeşmelerden biri. Estetik kurgusu, ince süslemeleri, başlı başına birer sanat eseri olan heykelleri ve göz kamaştıran ışıklandırmalarıyla ziyaretçilerini mest eden çeşme 1762 yılında, Papalık Devleti döneminde yapılmış. Rivayete göre çeşmenin önündeki havuza madeni para atan kişiler en kısa zamanda Roma’ya tekrar geliyor. Sadece güzeller güzeli Trevi Çeşmesi’ni çıplak gözle görmek, çeşmeye madeni para atıp dilekte bulunmak ve çeşmeyi arka fon alarak muhteşem fotoğraflar çekinmek için bile İtalya’ya gitmeye değer.
2. Tarihi çeşmelerin süperstarı: Manneken Pis, Belçika
Başkent Brüksel’in en ünlü meydanında bulunan Manneken Pis hem çeşme hem de işeyen bir çocuk heykeli. 61 santim boyundaki erkek çocuk heykelinin yapımı on beşinci yüzyılda tamamlanmış. Şöhret basamaklarını hızla tırmanan Manneken Pis lordlardan ve krallardan hediyeler aldı, yerel efsanelerin baş karakteri haline geldi ve birkaç kez kaçırıldı. Zamanla Belçika’nın maskotu haline gelen bronz heykel mutlaka görmeniz gereken tarihi eserlerin başında geliyor. Bu meşhur heykel instagramda likelarınızı bir anda ikiye katlayabilir.
3. Londra’nın göz bebeği: Trafalgar Çeşmeleri, İngiltere
Pek çok Londralı, Trafalgar Meydanı’nı başkentin merkezi olarak görüyor. Yirminci yüzyılın başlarında İngiltere Kraliyet Donanması’nın iki amirali anısına inşa edilen meydanda birbirinden güzel iki çeşme bulunuyor. Güneş battıktan sonra devreye giren LED aydınlatmalar ile ziyaretçilerine görsel şölen yaşatan bu çeşmeler Londra’nın buluşma noktası olarak nitelendiriliyor. Londra turu sırasında Trafalgar Meydanı’nı ve Trafalgar çeşmelerini ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Trafalgar çeşmeleri; geziniz sırasında durup soluklanabileceğiniz, kenarına oturup Londra’nın şehir atmosferini yansıtan mükemmel fotoğraflar çekebileceğiniz bir konumda yer alıyor.
4. İlginçlikte çığır açan çeşme: Swarovski Çeşmesi, Avusturya
Tarihi çeşmeler ve adları kimi zaman çeşmeyi yapan sanatçıya, kimi zaman halka, kimi zaman efsanelere dayanır. Ama Swarovski Çeşmesi’nde durum bambaşka! Tuhaf görünümlü bu çeşmenin ismi, çeşmeyi yaptıran mücevher şirketinin isminden geliyor: Swarovski Mücevherleri! Avusturya’nın Innsbruck kenti yakınlarındaki Crystal World isimli tema parkında bulunan çeşme, şirketin kuruluşunun yüzüncü yılı anısına yaptırılmış. Eser; ağzından su akan, gözlerinde turkuaz renkli taşlar bulunan, kafası yosun ve çimlerle kaplı halde bulunan bir insan kafası şeklinde tasarlanmış.
5. Uçan musluğun gizemi: Menorca Çeşmesi, İspanya
Tarihi çeşmeler ve bilgileri gezginleri şaşırtmaya devam ediyor! Menorca Çeşmesi insanda şaşkınlık uyandıran yapılardan biri. Çeşme, havada asılı kalmış dev bir musluk olarak tasarlanmış. Bu musluk hiçbir desteği olmadan havada asılı duruyor gibi görünüyor ancak dikkatli gözler tasarımda optik bir yanılsama yöntemi kullanıldığını hemen anlayacaktır. Musluğun ucundan akan su, musluğun havada kalmasını sağlayan desteği gizliyor. Belçika’da da benzer tasarıma sahip bir çeşme bulunuyor; kapsamlı bir Avrupa turuyla iki çeşmeyi de görmenizi tavsiye ediyoruz.
6. Su, ışık ve müzik bir arada: Sihirli Çeşme, İspanya
Barselona’da konumlanan Sihirli Çeşme; su, ışık ve müziğin kullanıldığı gösterilere ev sahipliği yapıyor. Özenle hazırlanan çeşme şovları gerçekten sihirli bir gösteriye tanık olduğunuzu hissettiriyor. Yapımı 1929 yılında tamamlanan bu çeşme Barselona Dünya Fuarı’nın en dikkat çeken yapılarından biriydi. Yılda yaklaşık üç milyon ziyaretçi bu muhteşem şovu izlemek için Barselona’ya geliyor. Hayatınız boyunca unutamayacağınız bir gösteri izlemek istiyorsanız Sihirli Çeşme tam size göre.
7. Çeşme mimarisinde Fransız estetiği: Saint Michel Çeşmesi, Fransa
Paris’te, Notre Dame Katedrali’nin çaprazında bulunan tarihi çeşmenin yapımında tam dokuz heykeltraş görev almış. Çeşmenin heykelleri melek Mikail’in şeytanla mücadelesini konu alan bir sahneyi canlandırıyor. Parislilerin buluşma noktalarından biri olan Saint Michael Çeşmesi’nin yapımı 1860 yılında tamamlanmış. Çeşmenin her iki tarafında ejderha heykelleri bulunuyor, su akışı da ejderhaların ağzından sağlanıyor. Paris’in en merkezi noktalarından birinde, bir binanın dış cephesinde konumlanan Saint Michael Çeşmesi’ni mutlaka görmelisiniz.
8. Cenevre Gölü’nün dev fıskiyesi: Jet d’eau, İsviçre
Çeşmeden çok fıskiye olabilir ama Jet d’eau eklenmeden bu listeyi oluşturmak olmazdı. Gerek trajik hikayesi gerek 140 metreye yükselen sularıyla Avrupa’nın en ünlü çeşmelerinden biri olan Jet d’eau Cenevre’de bulunuyor. Cenevre Gölü’nün büyüleyici manzarasını oluşturan önemli unsurlardan biri olan bu fıskiye şehrin her yerinden görülebiliyor. Fıskiyenin trajik hikayesi ise şöyle: Fıskiyeyi projesini üstlenen mühendis suyu 140 metre yüksekliğe ulaştırabileceğini söyler. Fıskiyenin açılış töreninde su en fazla 70 metreye kadar yükselebilince sorumlu mühendis o gece intihar eder. Ertesi gün hiçbir müdahale olmaksızın tekrar çalıştırılan fıskiye suyu gerçekten de 140 metreye iletir. Cenevre’nin cazibe merkezi olarak nitelendirilen bu fıskiyeyi görmek, 140 metre yüksekliğe ulaşan suyu seyretmek harika bir deneyim.